Karacaahmet
Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.
Ebedi gençlik olum, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar, servi çürür, olum yıpranmaz.
Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,
Zaman deli gömleği, onu yırtan da olum;
Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bolum...
Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
Bu mu dersin, taslarda donmuş sukuta sebep?
Kavuklu, başörtülü, fesli, basacak taşlar;
Taslara yaslanmış da küflü kemikten başlar,
Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.
Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.
Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.
Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
Taslarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!
Necip Fazıl Kısakürek
7 Mayıs 2014 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Kategoriler
- Ahmet Hamdi Tanpınar
- Akrostiş Şiirler
- Ali Erdem Ural
- Arif Dino
- Atilla İlhan
- Behçet Necatigil
- Bülent Ecevit
- Cahit Sıtkı Tarancı
- Can Yücel
- Enis Akın
- Fatin Hazinedar
- İbrahim Sadri
- Kaan İnce
- Mehmet Akif Ersoy
- Namık Kemal
- Necip Fazıl Kısakürek
- Populer Şiirler
- Rıfat Ilgaz
- Rıza Tevfik Bölükbaşı
- Sait Faik Abasıyanık
- Salih Bolat
- Şennur Sezer
- Victor Hugo
- Yahya Kemal Beyatlı
- Zerrin Taşpınar
- Ziya Paşa
- Zübeyir Kındıra
0 yorum:
Yorum Gönder