13 Mayıs 2014 Salı

MİŞ GİBİ KADIN

  
MİŞ GİBİ KADIN


1

Kadınları düşünüyorduk da; 
Kadınlar düşünülmeye değer…

Miş gibi kadın; 
Sadece sesin olsaydı, 
Sesinle sevişseydim senin; 
Mis gibi kadın deseydim sesine 
Nefis göğüs uçları olsaydı sesinin 
Dokunmak hoşuma gitseydi 
Kasıkları olsaydı gezmelerimi mezara götüreceğim 
Kasıkları olsaydı sesinin sadece benim. 
Miş gibi kadın, orgazmsız seni, 
Uykularımı nereye kaçırdın? demeseydim ama dedim ama 
Kasıkları olsaydı sesinin sadece benim, 
Miş gibi kadın, yapamadım/n/k işte 
Ne güzel bir dündü demeseydim ama dedim ama 
Sesin de beni çok sevseydi 
Hayatımda yeni hiç bir şey olmazsa olmasın olabilseydi, 
Istiklal marşı çalsaydı radyolar sesine her baktığımda …

Sonra üstüme döküldüm. 




2

Şairin notu: 
Beni kadınlar büyüttü… Artık hiçbiri yaşamıyor. Onlar beni döverek büyüttüler, ben onları överek öldürdüm. Önce üstüme döküldüm sonra yine üstüme …

Sessiz harflerin başyapıtı 
Gökkuşağı gözlerinin hasır çantasında güneşi saklayan 
Her yağmur yağdığında 
Benim yerime o 
Cüce cinlerle sevişen siz; 
Hay Allah! Arkadan ne kadar da sana benziyorsunuz… 
Senin de küçücük gözleri vardı günaydın öpücükleri kocaman.

Birden size kanım ısındı; 
Bu kadar yeter, biraz daha sevişelim isterseniz…

Ne kadınlar geldi geçti, 
Ne kadınlar gelip geçerken verdi, 
Istanbul hepsini gördü, 
Sallanan iskemlesinde şöyle bir doğrulup 
Sakalını sıvazlayıp fısıldadı:(hep böyle kısa konuşurdu…) 
Bu kadar yeter; 
Aşık ol ve köşene çekil artık… 
Istanbul gerçek bir budalaydı, ya da belki de değildi… 
Ve doğrusu kaybolmuştum, ya da belkide değildi… 
Benim cevabım da kısaydı: 
Sizi bilemem ama bence renklerin en güzeli bordodur; 
Madem ki bir kere geliyoruz bu dünyaya, renklerin en güzeli bordodur… 
Geldim gelmesine ama… 
Geldim gelmesine ama bu kadar da küçük beklemiyordum dünyayı; 
Ama sen hep oradaydın 
Istanbul; bir kere öpebilir miyim dudaklarından? 
Bir kerecik… 
YALVARIRIM. 




3

Kızma bana; 
Yeşil bir bordo ile  dolaşarak büyüdüm ben, 
Oradan oraya, oradan oraya, oradan oraya. 
Dahaların ama olduğu buz gibi ne denizler 
Ne fırtınalar avuttu beni bana… 
Daha 
Daha 
Daha! 
Oradan oraya, oradan oraya, oradan oraya, 
Bir yeşil, bir bordo bir de ben, 
Tam da alışmışken Beatrice sana… 
Daha 
Daha 
Daha! 
Sen mi değiştin mi ben mi değiştim mi sanki mi sen mi? 
Beatrice im benim; dikkat et; aramızda ki mi küsüyor bana… 
Bordomla dolaştım yıllarca 
Ne hanlar, ne kadınlar ama soğuk 
Şatoma geldim sonunda bordom hala yanımda 
Denizi görebiliyorum artık oturduğum yerden. 
Belki de diyorum zamanı gelmişti artık; 
Belki de diyorum haklıydı Istanbul 
Belki de diyorum Istanbul haklıydı; 
Çok nehirler aktı o göğüslerin arasından… 
Sizin de küçücük öpücükleri vardı günaydın gözleri kocaman 
En fazla bir sütyen olabilecek 
Sizin de küçücük öpücükleri vardı insanı hep gitmek kaplayan. 
Yaşlandım mı yoruldum mu bilemiyorum ama 
Denizi görebiliyorum artık oturduğum yerden. 
Daha? 
Daha? 
Daha? 
Daha? 
Eskimiş gibi kadın, 
Pardon sizi arkadan sana benzettimde… 
Biliyorsunuz, 
Senin de küçücük gözleri vardı günaydın öpücükleri kocaman. 
Nah biliyorsunuz … 
  




              Ali Erdem URAL

          

0 yorum:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

Reklam

 

Sponsorlar

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe
 

Templates by Nano Yulianto | CSS3 by David Walsh | Powered by {N}Code & Blogger