13 Mayıs 2014 Salı

PATATES PATATES

  
PATATES  PATATES
                                                                                                 Alekto, Tisiphone ve Magaira'ya. 
                                                                                                 Bu üç tanrıçanın, kan kokusu alarak suç işleyenlerin, 
                                                                                                 özellikle de katillerin peşine takılıp, suçluyu sürekli 
                                                                                                 takip ederek çıldırttıkları söylenir...

1

Yalan söylediğin yere elbet 
Döneceğim sana zamanı 
Geldiğinde... 
Renkleri ve günahı ve şiiri icat eden insanoğlu. 
Ve kadını... 
Sese cevap veren sese cevap veren ses, 
Ulaşılamayan sonuçlar 
Bulunamayan renkler unutmaya!...

Hey şair!, çocukluğu uzun, renkleri ne yapacaksın şimdi? 
Renkler olmasaydı asla hamile kalamazdı Meryem dedi ben usulca. 
Hey şair!, çocukluğu uzun, annen bir melek miydi her dem mutlu? 
İsa peygamber pembeydi pek tabii, şair şiir yazamaz, belki şiir şairi; 
Küçük sırrımız olsun bu bizim 
Hiç anlamadığın İnka şarkıları gibi: şiir şairi yazar dedi ben yine usulca... 
Orgazmın tavuskuşunun renklerinde yanılsaması gibi 
Çaresiz ve anlamsız 
Bir intikam seninkisi, 
Benim suçum değil ki saatin 2, 4 ya da 9 olması 
nın farketmemesi ya da ne kadar da büyük bir gururla taşırıyor 
olması geniş ölümlü kızın göğüslerini... 
Ayrıca şu an saat iki, 
Ve de ben şiire inanmıyorum dedi ben. (hep böyle usulca konuşurdu ...)



2 (imgeseyrekbölüm) 


Peygamber bile olamadığından yakınan bir arkadaşım vardı, 
Onu ben peygamber yapamadım, seni ben sevemedim, beni sen terkedemedin, 
Hepsi ama hepsi benim suçum, artık bundan eminim: 
Hepsi benim suçum... 
Konunun daima kadınlara gelmesi, 
Şiirin beni yazarken hala ısrarla Beatrice harfleri kullanması, bu da benim suçum... 
Alekto, Tisiphone, Magaira; rahat bırakın artık beni... 
Hatırlasana kız arkadaşım; 
İlk kez içine girdiğimde 
Ne de güzel kokardı kasımpatıları belki de; 
Gecemsiz olmayan sen; pembe ayaklı demiştin... 
Bir kilo ben bir kilo senden o zaman da daha ağırdı 
Ve ben bir daha ayaklarıma bakamadım.

Denilebilir ki ecil İnka şarkılarındandır am'a 
Ama Beatrice 3 senedir hala 19'unda...

Keşke beni aldatabilseydin kız arkadaşım, 
O zaman daha bir kahverengi olurdu içine boşalmalarım ve hamile kalışların...

Benim dört asır yaşamışlığım vardır, 
                                                                                                     siz bilmezsiniz, 
Sadece bir kez görebildiğim, benim bir çocuğum öldü, 
                                                                                                     siz bilmezsiniz, 
Patates gibi birşeydi öldüğünde, 
                                                                                                     nereden bileceksiniz... 
Daima benden uzağa ıraksayan prensesim 
Nefis bir ahududu olacaktı muhtemelen büyüdüğünde... 
Ona erkekleri çıldırtmanın yollarını anlatacaktım, 
14'üne geldiğinde dalga geçecektim onunla: "hala bakire misin sen?" ... 
Önce kızacaktı ama sonra arkadaşlarına benden bahsedecekti 15'inde ve 16'sında, 
Arkadaşlarıyla tanıştıracaktı beni sürekli, ikimiz de sevmeyecektik annesinden bahsetmekten, 
Ben 43 yaşında hala onun arkadaşlarıyla yatmaktan artık yorgun, 
Okuyacak nefis şiirlerini, ama hiç kıskanmayacaktım onu genç olduğu için hala, 
Ama dedim ya, patates gibi birşeydi öldüğünde... 
                                                                                                    siz bunları da bilmezsiniz... 
İşte bu gerçekten benim suçumdu, yani onun ölmesi, 
Ölmek zorunda olması ama 
Bu en güzel suçumdu dedi ben kendi kendine 
Ağlamadığını 
Kimse farketmedi onun 
Öldüğünü sessiz sedasız... 





Güleç amına 
Tutsak gecelerimi satıp 
Boşluklar aldığımı kendime, 
Kuzey kutbunun 6 ay hep 
Gece kısmını aldığımı 
Söyleyemem sana 
Yalanlar aldığımı, çok çekicisin... 
Vakit kazanmaya çalışıyorum şiirin yazmaya başlaması için 
Zaman saat yönünde ters duran bir soru işareti ve 
Bitmek üzere olduğumu hissediyorum yavaş yavaş, neden 
Herkes gibi yaşlanmak zorundayım ben Beatrice? 
Yıllarca yürüdüm, 
Dolaşırken içinde uyandırdım yine 
Tanıyamadım, afedersin, 
Kasvet bahçesinin bakımlı çiçekleri 
Erinnye’lerin intikam?, 
Anlam?n 4 metre ötesi, 
Kopup kopar?p biri bir bana; 
Sekizinci katil renk! 
Nefes……………….,ışık…………………… ve de…………..kör…..    ………, 
Dolmayan boşluklar hoşgeldiniz! 
Nerede acil durumlarda kırınız çekici hayatın acil durumlarında kırmak için? 
Tembellik 
Oburluk 
Açgözlülük 
Sinir 
Kıskançlık 
Gurur 
Şehvet ve de Şiir. (pembe İsa unutmuştu şiiri... Şiir değil miydi Meryem'in ayak baş parmağını afiyetle yalayan, sırtındaki tombul kıvrımdan aşağıya çilekli dondurmanın usul usul kayışını izleyen, ona daha o zamanlar icat edilmemiş olan jartiyerlerden giydirip, köy meydanında tek başına çamur güreşi yaptıran?  Budala pembe İsa... şiir birinci günahtı...) 
Tavukkarası niye acıtırsa 
Ve de en güzel renk, patates gibi birşeydi öldüğünde. 
Ben sakal bırakmayayım da kimler bıraksın; 
Şiirin tam bir orospu çocuğu olması benim Tanrı olamadığım gerçeğini değiştirmiyor dedi ben. 
  
  


          
              Ali Erdem URAL

0 yorum:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

Reklam

 

Sponsorlar

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe
 

Templates by Nano Yulianto | CSS3 by David Walsh | Powered by {N}Code & Blogger